İstanbul’da Kent Ormanları Ve Yol Ağaçlarının Tarihsel Gelişimi
İstanbul’da ki kent ormanları ve kent ağaçları, Cumhuriyet öncesi ve sonrası kent ağaçlandırmaları adı altında 2 ana başlıkta açıklanacaktır.
- Cumhuriyet Öncesi (Osmanlı İmparatorluğu) Döneminde Kent Ağaçları
- Bizans ve Erken Osmanlı Dönemi
Bu dönem ile ilgili belgeler daha çok dikilen türleri açıklamaktadır. Elde edilen bilgilere göre dikimi en çok yapılan egzotik ağaç türü Cupressos sempervirens L. Var. Pyramidalis (Ehrami Servi), Pinus pinea L. (Fıstık Çamı)’dır. Bunun yanında; Aesculus hippocastanum L. (At Kestanesidir), Salix babylonica L. (Salkım söğüt),
Biota orientalis Endl. (Doğu mazısı) olmuştur. 1458’de Fatih Sultan Mehmet’in Beykoz’da yapılmasını istediği Tokad bahçesi ile Boğaziçi’nin ilk bahçesi kurulmuştur.1562 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman’ın diktirdiği Serviler bugün anıtsal nitelikli ağaçlar olarak halen Fenerbahçe’de bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk kent ormanı ise 1450-1500 yılları arasında İstanbul’da Haliç sırtlarında kurulmuştur. Evliya Çelebi’nin belirttiğine göre, Fatih Sultan Mehmed Kasımpaşa-Hasköy arasındaki tersane bahçesine 12000 adet satranç vari servi ağacı diktirmiştir.
- Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükseliş Dönemi
1722’ de Sultan III. Ahmed, 1745’de Sultan I. Mahmud’un buyrukları ile Boğaziçi ve Kağıthane’ye Ihlamur, Karağaç, Meşe, Kocayemiş, Dişbudak ,Gürgen, Çınar, Defne, Erguvan ve Ahlat fidanlarının dikimleri emredilmiştir. İstenen bu fidanlar mevcut su kenarı ve ormanlardan elde edilen yabani nitelikteki fidanlardı. Yaptığımız çalışmaya göre bunun göstergesi 18. Yüzyılın ortalarına kadar İstanbul’da doğal veya egzotik bitki türü üreten bir fidanlığın bulunmayışıdır.Bu arada egzotik olarak Taxodium distichum(L.)Rich, Zelkova carpinifolia(Pall)K.Koch(Zelkova) ile Fraxinus angustifolia Vahl(Sivri meyveli Dışbudak)’ında mevcudiyeti görülür. Bunun benzer nitelikli münferit çalışmalar takip etmiştir.
Esas gelişmeler, XVII. Yüzyılın sonlarında ve XVIII. Yüzyılın başlarında (lale devri) İstanbul’un Göksu ve Kağıthane derelerinde , Boğaziçi’nin çeşitli yerlerinde estetik ve rekreasyonel amaçlarla kurulan koruluklar ile İstanbul’un köşk, saray ve kasırlarının bahçelerinde yapılan plantasyonların kurulması ile gerçekleşmiştir. Hortikültürün altın çağı olarakta kabul edilen bu peryod da İstanbul’un başta Boğaziçi olmak üzere çeşitli semtlerinde çok sayıda yerli ve yabancı türlerle korulukların kurulması, kent çevresindeki mevcut doğal ormanların koruluklara dönüştürülmesi ve de köşk, saray,kasır behçeleri ve meydanların bitkilendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Benzer çalışmalar diğer büyük Anadolu kentlerinde de kısmen uygulanmıştır.
Gerek bu süreçte, gerekse bir önceki dönemde özellikle dinsel mekanlarda(cami, kilise, medrese, türbe, havra, sinagog avluları) çoğunlukla Çınar, Servi Çitlenbik, Sakız gibi türlerle yapılan ağaçlandırmaların 500 yaşına ulaşmış örneklerine günümüzde birçok tarihi Türk kentinde (özellikle;İstanbul, Bursa,Edirne,İzmir) rastlamak mümkündür. Bu ağaçlar halen kentlerin yeşil dokusuna katkıda bulunmanın ötesinde 500 yıl öncesi dönemle günümüz arasında bağ kuran anıt nitelikli eşsiz doğal ve kültürel varlıklar olarak olağanüstü değerler taşımaktadır. Anadolu kentlerindeki anıt nitelikli ağaçların belirlenmesi için birçok proje gerçekleştirilmiştir. Anıt ağaçlar bakımından Türkiye’nin olduça zengin olması nedeniyle bu projeler halen de devam etmektedir.(Asan,Uzun,1994)
- Tanzimat(1839) ve Islahat Fermanı(1856) sonrası (Son Osmanlı) Dönemi
Bu dönemlerde inşa edilen sarayların, kasırların, yüzlerce yalı, konak ve evlerin bahçeleri Avrupa Fidanlıklardan sağlanan süs ağaç ve çalıları ile bezeniyordu. Yapılan çalışmalar sonucu süs bitkileri üretmek için ilk fidanlığın 1900 yıllarının başlarında, birinin Ortaköy (c.h.koch adlı bir Alman), diğerinin ise Kadıköy-Haydarpaşa’da (Adolphe Deroin-Yenne adlı bir Fransız) olduğunu biliyoruz. Bu dönem içinde; Taxus baccata L.’Fastigiata’(konik porsuk), Cephalotaxus harringonia (Forbes) K.Koch( Japon yalancı porsuğu), Ginkgo biloba L.(mabet ağacı), Cedrus atlantica(Endl)Carr., Cedrus deodora(Roxb.)G.DON., Cedrus libani A.Rich.(Sedirler), Calocedrus decurens (Torrey)Florin (Kaliforniya su sediri), Sequoiva sempervirens(D.Don)Endl. (sahil sekoyası), Abies pinsapo Boiss (İspanyol göknarı). Quercus suber L.(mantar meşesi),Quercus ilex L.(pırnal meşesi)Magnolia grandiflora L.(büyük çiçekli manolya), Sophora Japonica L.”Pendula” (sarkık dallı japon sofrası),Liriodendron tulipifere L.(Amerikan lale ağacı), Pinus Ailanthus altissima (Mill.)Swingle (kokar ağacı) en çok kullanılan türlerdir. XVIII. yüzyılın sonlarına doğru İstanbul ile birlikte diğer Anadolu kentlerinde de kent ve kent çevresi ağaçlandırmaları kapsamında yapılan çalışmalar yaygınlaşmaya başlanmıştır.
İstanbul’da yol ağaçlandırmalarına örnek teşkil edebilecek en önemli çalışmalar ise 1856 yıllarında Dolmabahçe sarayını Beşiktaş’a bağlayan yol üzerinde, ikinci yol 1870 yıllarında Beykoz ilçesi ve Abrahampaşa Korusu önünde önünde, üçüncü yol ise 1873 yılında uygulanan Büyükdere ve Belgrad Ormanı arasında uygulanmıştır. Londra Çınarı(Platanus x acerifolia) ile yapılan bu ağaçlandırma , Sultan Abdülaziz döneminde tüm fidan materyalinin İtalya’dan getirilmesiyle yapılmıştır(Yaltırık, Efe, uzun,1997).
Bu dönemde İstanbul Halkalı’da(1892) Halepçamı, Servi,Karaçam,Mazı,Sedir, Dışbudak türleri ile büyük bir kent koruluğu kurulmuştur. Yine 1916’da İstanbul’da Haliç’in sahilinde ve yamaçlarında bugün de mevcudiyetini koruyan bir Fıstıkçamı koruluğu kurulmuştur. Bu çalışmalar aşama aşama İstanbul’un diğer kesimlerine yaygınlaştırılmıştır.
İstanbul’da bu süreçte gerçekleştirilmiş bitkilendirme ve düzenlemelerin etüd ve envanteri 1990-1994 yılları arasında yapılan kapsamlı bir proje çalışması ile Yaltırık, F., Efe, A., Uzun,A. Tarafından yapılmıştır. “Tarih Boyunca İstanbul’un Park Bahçe ve Koruları Egzotik Ağaç ve Çalıları” adlı bu proje kitap olarak yayınlanmıştır.
1.2.Cumhuriyet Dönemindeki Kent Ağaçları
Cumhuriyet döneminin ilk önemli çalışması 1930’lu yıllarda İç Anadolu’da step rejyonda yer alan başkent Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Atatürk’ün direktifleri ile kentin kuzey-batısında Gazi koruluğu kurulmuştur. Aynı dönemde İstanbul Florya’da Atatürk Ormanı, Yalova-Termal’de Termal koruluğu kurulmuştur. Cumhuriyet dönemindeki kapsamlı çalışmalar II. Dünya Savaşı sonrasında gerçekleştirilmiştir.
1949 yılında İ.Ü. Orman Fakültesi ve Orman Bakanlığı işbirliği ile, bitki türü çeşitliliğinin kent haklına tanıtılması ve kentlerde kullanımı mümkün olabilecek olanların denenmesi amaçlarına yönelik olarak İstanbul’da Türkiye’nin ilk Arboretumu(Atatürk Arboretumu) kurulmuştur.
1960 yılı bilindiği gibi Türkiye’de planlı kalkınma döneminin başlangıcıdır. Bu dönemde diğer sektörlerde olduğu gibi kent ormanı ve ağaçlandırmları çalışmalarında da kapsamlı planlama ve uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar hem Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Genel Müdürlüğü, hem de Belediylerin ilgili birimleri tarafından kent ormanı tesisi, yeşil kuşak projeleri, yol ağaçlandırmaları, erozyon kontrol ağaçlandırmaları, hatıra ormanı tesisleri gibi birçok değişik kapsamlı kent çevresinde gerçekleştirilmiştir.
Kent içindeki ağaçlandırmalar ise esasen Belediyeler tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmalarla kentlerde, kişi başına düşen yeşil alan miktarlarında önemli düzeylere ulaşılmıştır. Belediyeler tarafından gerçekleştirilen kent içi ağaçlandırmalar, özellikle 1980 yılından sonra ülke genelinde yaygınlaşmıştır. Bu çalışmalar kent içi korulukları, kent içi yol ağaçlandırmaları, meydan düzenlenmeleri, çevre parkları, semt parkları, yeşil kuşak ağaçlandırmaları, meydan düzenlenmeleri, çevre parkları kapsamında ayrıntılı projelere konu edilerek gerçekleştirilmiştir.
Ürgenç ve Dirik(1990) tarafından, 1990 yılı öncesinde Türkiye genelindeki kentlerde bu kapsamda yapılan bitkilendirme çalışmalarında kullanılan türlerin envanterlerini konu alan bir araştırma yapılmış ve bu araştırma, Yaltırık, Ef,Uzun(1997) tarafından yapılan çalışma ile kombine edilerek, İstanbul-kent İçi Yol Ağaçlandırmlarında Kullanılması Uygun Türler ve Özellikleri adı altında sunulmuştur. Böylece, yapılacak bitkilendirmeler konusunda tür seçimi bakımından bir veri tabanı oluşturulmuştur.
Ülke genelinde çok yüksek miktarlara ulaşan fidan ihtiyacını karşılayabilmek için başta İtalya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkesi fidanlıklarından ithal fidan getirilme yoluna gidilmiştir. Kent ağaçlandırmaları, günümüzde resmi kurumlar yanında sivil toplum örgütleri tarafından da sahiplenilmiş durumdadır. Bu ihtiyaçlara paralel olarak ülke genelinde kent ağazı fidanlıklarının sayıları kapasiteleri de artmıştır